Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

12 Kasım 2007 Pazartesi

Olgunluk

Olgunluk denen kavramı artık rahatça tanımlayabiliyorum; kendi düşünce, fikir ve görüşlerimi göz önünde bulundurarak.
Olgunluk; bence ne yaş ilerledikçe kemale ermek, ne de yaşken eğilen ağacın kök salması. Bence olgunluk; hangi yaşta ve hangi durumda olursa olsun, aldığın kararların yıllar sonra da aynı çizgide devam ediyor olması ve bu durumu çok öncesinden kabullenebilme durumu. Bir nevi kendi benliğinde uyum ve hareketlerinde farkındalık! Eğer ki kırk yaşına gelmiş biri, on yaşındaki birinin davranışlarını sergiliyorsa; onun bu tutumunu çocuklukmuşcasına yargılamak, bence anlamsız. Çünkü bize çocukça gelen durumlar ya da eğilimler, başkalarının mizacında olan birşeyse, ya da onun kendince denge profiliyse. Bu tam tersi için de geçerli. Bizim bu konuda düşüncelerimiz, bu davranışın tutarsızlığını eleştirmekten ileri gidemez. Elbette bu durumda olgunluk, bireyin neye nasıl yön verebildiği olmakta. Demek istediğim; insanoğlunun varoluşunun temelinde yatmakta olan kendi benliğini uyandırıp, sorgulayıp ve de bu sorgulama sonucu aldığı kararlar; yıllar sonra ya da tam olarak; 'işte ben'im dediği anda daha önceki düşünceleriyle ve davranışlarıyla aynı kararlılıkta sebat ediyorsa ya da etmişse, bu o kişinin yetkinliğini gösterir; en azından kendi üzerindeki. Söz konusu alınan istikrarlı kararlarda; inanç, güven, zaman ve deneyim yatar. Tabi bu kararların benimsenmesi, ya da 'ol'muşluk; ne istediğini bilmekten geçer; neyi ne kadar ve nasıl istediğimizse, kendimizi tanımakla, kendi karakterimizi tespit etmekle eşdeğerde. Sanırım en zor olanı da bu olsa gerek. Çevremizde o kadar farklı karakter var ki, bunları özümsemek değil de, bunlara ayak uydurmak, kendi karakterimizi onaylamaktan daha karışık. Yetişkin olmakla takındığımız tavırlarımızın şekillenmesi ve biçimlendirilmesi, her süreçte çelişki ya da uyumsuzluk yaratabilir. Bu noktada kişinin kendini olgun olarak nitelendirmesi; çelişkilerini bir yana bırakıp, zamanında (ki bu geniş bir zaman) kendini ve çevreyi algılandırıp, anlamlandırabilmesi; dolayısıyla farkında olabilmesi ve bunu 'ol'duğu gibi kabullenmekle birlikte egolarını tatmin ederek yapıp, bu durumdan hoşnutluğu ya da hoşnutsuzluğu demek oluyor.

Hiç yorum yok: