Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

26 Mart 2009 Perşembe

Uçurum Melodisi

Bilmeden ne yaptığımı
Tepeden baktım fanusumdaki dünyaya.
Çizgide ilerlemediğimde,
zamanın buruşuk yüzü
mırıldanır avucumdaki boşlukta.
Susturduğunda son öpüş;
Her kurtuluş bir ölüm.
Her kayboluş bir başlangıç.
Acıyan ruhun coşkunluğu
düşüştedir avucumdaki boşlukta.
Fısıldadığında sızlayan dudak;
Her dokunuş bir yetmeyiş.
Her yokoluş bir diriliş.

Yoğun ve Saf

Nefes alıp verişimde
Ödüyorum hayatın karşılığını.
Geriye gidiyor yüzleşmelerim,
ilerlerken hesaplaşmalar.
'Susmak çözümdür' diyor;
kalemimin en yoğun hali...
Kirliyim, eskiyim, faydasızım.
Mide bulandırıcıyım,
utanç vericiyim.
Kendi dehlizlerinde düşen,
labirentin parçalayıcısıyım.
'Değişmek güçtür' diyor;
Beynimin en saf hali...

Düşüş

Çizdim;
Kalın duvarlara ince çizgiler.
Çözdüm;
Yalın duyguları gösterişleriyle.
Yarattım;
yalanların en inanırlılığını.
Yakaladım;
doğruların kararlılığını.
Herşeyi yaptım hiçbirşeyiyle.
Dinledim, sustum, farkına vardım.
İrili ufaklı serzenişlerimde,
karaladım yanımdan geçen dünyayı.
Bulutlara bıraktığımda kendimi.
Düştüm yeryüzüne.
Kalın duvarlardaki yalın duygulara...
Yaratırken yakaladım,
inanılmaz kararsızlığımı...

Dönüş

Tek tek kırıyorum bira şişelerini
Zar zor söndürüyorum sigaraları.
Çok çok düşünüyorum gecelerde
Bir bir sayıyorum yağmur damlalarını.
Şarkılar söylüyorum durmaksızın
Kendimle konuşuyorum susmaksızın.
Kağıttan gemiler yapıyorum,
uzaklara götüreceğini düşleyerek,
bilinmeyen yerleri özleyerek.
Oyunlar oynuyorum sorularla
saklanarak yıldızlara.
Gülümsüyorum, gülüyorum.
Durgunlaşıyorum, ıssızlaşıyorum.
Kaçıyorum kendimden.
Her yolculuğumda,
kendime dönüyorum...

Kendiliğinden

İndirdiğimde ağırlığı sırtımdan,
çoktan gelmiştim dünyaya.

Yarını düşünmeden, bilmeden
bir çocuk yaratalım.
İçine girdiğimizde her yaratışa.
'O' olalım en karanlık gecede.
Mumları söndürelim.
Yalanlar söyleyelim her yaratılana.
İncitmeden...

İndirdiğimizde dünyayı sırtımızdan
Arınarak gidelim uzaklara.

Üzerimizde en sevdiğimiz giysi
dilimizde en sevdiğimiz şarkıyla.
Göz ucuyla bakarak geçmişe,
amaçsızca yakınlaşalım uzaklara.
Bir çocuk büyütelim; gözlerimizi kapatarak.
Ardımızda bırakarak doğru sandıklarımızı.
Öylece...

Faydasız Masal

Birbirine tutunan iki gövde,
masal günleri için sımsıkı.
Tutulmamış sözlerle,
yaşlı bir ağaç gibi...
Neye fayda!
Sözcükler yaşlanmışken kahramanlarda
öyle durup bakışınca
suskunlaşan gözler...
Kime fayda!
Boyun eğilmişken masallarda...

Başka

Dizginlenemeyen bitimsizlikte,
tutamadım içimde benim olanı.
Anlamaz başkalar 'başka' yı
Törpülemediğimde aklımı.
İzinsizce sararan kelimeler,
rengini bulamadığında 'keşke' lerde,
dönüşü olmayacak işte,
iki savaşçının 'sonra' ları...

Harcayış

Harcadığımda günleri
ve kendimi
Daralıyorum, dağılıyorum.
Çiğniyordun, yutuyordum.
Terleyerek uyandığımda
düşlerimi anlatıyorum harcadıklarıma.
Çölde çay içiyorduk,
şaraplar üretiyorduki kelimelerle birlikte,
adını söylerken zorlandığımız ülkelerde.
Boyuyorduk duvarlarımızı, dualarımızı.
Konuşuyorduk hayvanlarla,
okuyorduk zihinlerini.
Masallar uyduruyorduk,
Külkedisi'nin ayakkabısını ben çalıyordum.
İnanıyordun, inanıyordum.
Sevişerek gençleşiyor,
yaşlanırken sevişiyorduk.
Ağır suçlar işliyorduk birbirimize.
Sonra affediyorduk birbirimizi.
Terk ederken kapanıyordu kapılar,
geriye doğru atılıyordu adımlarımız.
Yorukdukça koşuyor,
koştukça uçuşuyorduk bilinmezliğe.
Çözüyordun, çözülüyordum.
Dünya üzerime kustuğundan beri
Yalnız uyanıyorum
ve biriktiriyorum harcadıklarımı.
Susuyordun, anlatıyordum...

Kendin

Soğuk bir günde düşün
Elinde sıcak bir kahveyle.
Hayatta ve ayakta kalmayı.
Gözkapakların titrediğinde,
teslim edici üzüntüye
Bırak kendini.
Bana ait olan birşeyler hisset
Senden bir parça ama.
Yeniden doğmayı dene.
Uzaklaş yerden, gökten.
En önemlisi kendinden.
Zamana bırakma.
Tanığı olduğun ben'i.
Çiğne, yut, ardında bırak.
Son yuduma geldiğinde.
Sindiremediklerini...

Hakimiyet

Sorma sakın gecenin hakimiyetini
Hükmeden gizli bir eli
Uçuşan düşüncelerle,
donmuş duyguları.
Çekince de aşkı aradan
altın pusulada paramparça.
Zayıf bir avutuculuk,
göznderme yapıldığında zamana.
Hayata geçirince tatminsizliği,
sorular sarmalayacak karanlığını.
Küçülürken gövden.
Sorma sakın içindeki devin hakimiyetini...