Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

15 Ekim 2007 Pazartesi

Onore Et Ruhumu

Onore et ruhumu!

Senin şiirlerinde gezen tırtıl,
Benim beynimi kemirmekteyken;
Varoluşun timsah gözyaşlarıyla,
Karanlık bir kuyunun dibinde onur,
Issız bir tünelin başında erdem,
Sessiz savunuşlarının esirinde soylu kan.

İktidar senin;
Mutlak zaferleri var, benliğindeki kör yüceliklerinin...
Haykırışların benim;
Hazzı var kekremsi düşüncelerinin....
İhtiyacın yalnızlığın suskun sömürüsü değil,
Siyah ruhunun yanıltıcı aynasındaki çığlıkları.

Hakikat ne?
Daha güçlüce istemek, daha olağan yenilmek mi?
Yitirip acizliği kurtulmak pençelerinden.
Cennete sahte efendilik, ruhuna asil kölelik belki de.
Dirilmek isteyen güçsüz ölülerin,
Huzursuz gerçeklerinle.

Kaçışlar...
Oysa ben köpekbalığının dişleri arasındayım.
İnançsızca taptığım putların ortasında,
Lanetli bir labirentte, karalı bir haritada ya da.
Özgürleşmek için boşaltırken günahlarını damarlarıma;
Dante'nin cehennemindeyim.

Onore et ruhumu!

Agoni

Davetkar ıssızlık,
İtaatkar sessizlik,
Kral Arthur'un kılıcı gibi keskin.
Düşlerimdeki garip cennet beni çağırıyor!

Yıldızın üzerine ördüğüm ağ beni arzuluyor.
Taşın üstündeki bu acımasızlık beni istiyor.
Farkındalıklarım ve uyuşmazlıklarım beni davet ediyor.
Zamanın yalnız duvarları beni çağırıyor!

Hunharca yağmalanan tapınaklar sona erecek.
Zavallı mutsuzluğun kovalaması,
Beynimi karıncalayan isyanlar;
Şeytanlarım, korkularım, günahlarım beni çağırıyor!

Sinsi ve inatçı cesetler etrafımda,
Aşk yok, ıstırap yok deyip deyip...
Boğuşmak yok, tıkanmak yok, direnmek yok, pişmanlık yok!
Mor lekeler beni çağırıyor!

Tükenmek
Beklemek
Katlanmak
Can çekişmek
Bitti.
Hades çağırıyor!

Oysa

Harcı değil insanlığın
Taş kesilip, toprak olmak
Davetsiz gelip, gönüllü gitmek
Ayrı bir sanat her bir diri
Ayrı bir katliam her bir diri
Farklı...
Farklı hiç bir şey yok ki...

Başıboş ruhlar sığmıyor benliğime
Evren yeni yeni küçülüyor içimde.
Oysa...
Melekler inecekti gözlerime
Şeytanla işbirliği yapacaktı tenimin her bir hücresi.

Çıkarcı kahin (?)
Yiten her bir günüme ağıt yakan,
Werther'ın acılarını alan
Bana can verecek.

Yeryüzünün Kendisi

Dışarda iki yüzlü rüzgarlar var.
Dışarda ıstırap yağmurları
Dışarda dinmeyen fırtınanın yazgıları
Dışarda geçit vermeyen köprüler var.

Dışarda uçsuz bucaksız topraklar var.
Dışarda mevsimlerin aldırışsızlığı
Dışarda ovaların, ırmakların tükenişleri
Dışarda dağların kimsesizliği var.

Dışarda ölümden daha tatlı zehirler var.
Dışarda uysal şehvetin işkenceleri
Dışarda yapmacık insan yığınları
Dışarda küf kokuları var.

Dışarda kötülüğün yaratıkları var.
Dışarda en uysal öpüşlerin acısı
Dışarda acıların karamsar ilaçları
Dışarda sonsuz uykusunun kabusları var.

Dışarda savaş var.
Dışarda yeryüzünün kendisi var.

İçerde hiç birşey yok!

En Kolay Gece

Bir bar sandalyesi
Elimde bira şişesi
Dört duvarın en köşesi...

Zor şekiller çiziyorum beynimde
Hür destanlar yazıyorum tilkilerimle
Gece sona erecek, ermeli
Basiti arıyorum...

Mutluluk halkaları insanların gözlerinde
Sevgi şarkıları dillerinde
Dansla kendinden geçenler
Kanatlanmak istiyorler göğe doğru...

Mutlu insana hizmet etmek istiyorum.
İşin en kolayı bu.

Kaçışlardan Kaçmak

Yalnızlığa adanmış bu yerler
Kimsesiz kaldığında ne mutlu!
Belki çaresizlik, belki bi tercih
Biliyorum
Ben bu yüzden kaçıyorum.

Siyah örtü üstünde utanç lekeleri
Sadakatsizliğin içinde maskeli yüzler
Belki düzenbazlık, belki bi tutsaklık
Biliyorum
Ben bu yüzden kaçıyorum.

Biliyor musunuz ki biliyorum
Sizin bilmediklerinizi
Sanıyor musunuz ki anlıyorum
Sizin çözemediklerinizi
Bildiğimi sandıklarım yanlış, çözemediklerim yalan
Ben bu yüzden kaçıyorum