Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

19 Ekim 2009 Pazartesi

Yuzeysel

Tirnaklarimla kazarak yarattim.
Algidan yoksun adami.
Alkislanirken sanir sanata adandigini.
Sahne arkasinda tikarken kulaklarini.
Goklerde ucarken dustugunde,
ayaklari hic basmamistir yere.
Gozlerimle kisarak dirilttim,
yasamdan aciz insani.
Tepki yok, mimik yok, ses yok.
Bos bakistir inandigi,
inancsizligidir taptigi.
Gucunu tukettiginde 24 saatten once.
Duvardadir artik;
bir zamanlar elinde olan keman.

Tanrisiz ve Tanricasiz

Tanri sustugunda dil konusur.
Uzayip gider kemiren seyler.
Ben duserim, donup kalir yaralarim:
Ben duslerim, somurur arzularim.
Mitler aynamdir!
Tanrisiz, tanricasiz...
Insan yiyen insan kalir istahsizca.
Insan sustugundaysa, sair imrenir.
Dusunmez zaman aceleci uyumsuzlugunu,
utanmaz kalem ciplak savunuslarindan.
Ben aglarim; kiramadigimda zincirlerimi,
gordugumde kacislarimin dizginlenemeyisini.

Sensizlik Hicliktir

Gun sevecen olur gokyuzuyle bagdastiginda
Artar birseyler cevremde.
Degismez hicbir soz oysa; aynidir.
Bogazima gomulup kalan aciyla.
Sensizligi otekilestirmek...
Yoklugunda bosluga dogru yok oldugunda.
Doga usur kollarimin arasinda,
Ararim gogu ayaklarimin altinda...
Sen dururken ben kosmusum:
ben durdugumda benim yerime sen yorulmussun.
Urperen sabir kalmadiginda
esitsiz davranir tutku bu yolculukta:
arzulari doyurmadigimda...
Senin yerinde olsaydim:
yok, hayir istemezdim ben bunu.
Hicligi seviyorum ben:
"Hiclik aydinliktadir" demistin.
Gocup giden sen, geceysen eger:
Sensizlik hicliktir!

Korku

Kendi yolumda olmayı denedim;
"Gerçek insan" olana değin.
Keyfimce yüzleştim, keyfimce ödedim
Pişman olma payımı sindirirken;
Tükettim, bitirdim, yok ettim.
Şehir uyurken yurudum.
Şehir yürürken karar verdim.
Dünya kücülüverdi birdenbire.
Yeterince kuşku gizlendiğinde.
Beyin işlek, irade güclü, duygular yoğun
güvense işlevsiz.
Yüküdür benimsediğim.
Anladım ki;
Korkudur yakama yapışan,
üstelik beni ben yapan.

Gibi

Olumu dusunmeye basladiginda;
bir cocuk oluvermistin.
Masallar dinlemekten bikmayan,
Masallara inanmaktan yilmayan...
Hicbir sey yapmamayi kararlastirdiginda;
bir huzun cicegi oluvermistin.
Ellerimi tutmaktan usanmayan,
Ellerimi birakmaya usenmeyen...

Bir mevsim olmayi istemedin oysa.
Sogugu, sicagi, urpertiyi hissetmedin.
Dikenin dimdik olur; gurur gibi.
Titresir yaprak dudaklarinda.
Ben usurum, sen usursun;
Gunes kokunu isitip bogdugunda...

Fahisenin Yuruyusu

Kursunlamak istiyor geceyi,
nefes alan taslar arkasindayken.
Eros'un oku, Pegasus'un ati.
Kiriyor, olduruyor.

Ziplayarak parcalayamazsin piramitleri.
Cikarmazsan kukuletani goremezsin boyun egmeyi.
Agirlastikca hor gormelerin,
kafiyesizlesmistir ayak seslerin.
Kufurler gozlerinin rengini sarartmistir.
Toprak elleriyle capalanip, tirnaklariyla kazilirken.
Surune surune gidistir bu;
kulenin en tepesine.
Bassiz bir meryem ana gibi.
Secimsizce...
Asi bir ikna edistir serzenisleri.
Kasvettir adi; tufana gidisi.
Kotu bir kokudur iclenisi.
Genelev hakkidir; akintidaki su perisi.

Dunya Kocamanmis

Seytanlarim vardir;
devreye girmek istemeyen.
Gizlenip cekilirler magaralarina;
"Dunya kocamanmis" dediklerinde.
Suclarim cogu zaman ben
curetkar gosteri kuklalari oysa.
Gorunmez izlekte.
Adsiz devler;
yitirmeyen, kaybetmeyen,
ayni zamanda ice sinmeyen.
Kacarlar duvarlarin otesine.
Beyindir seytanlari dizginleyen,
Seytandir magarasinda dizginlenen.

Bohem

Doga en buyuk kozunu sunar,
gece basladiginda.
Ne alkol gorevini ustlenir,
ne de sayisiz sigara.
Kendimden bir parca;
her untusta geriye donus...
Cok kapi, cok oda, cok esya
geceleri anlam ve ruhu giyinir.
Ve muzik baslar,
dusunceyle birlikte.
Yollar susar
beyin ciplak kaldiginda...
Eglenceye adanir gece;
cambaziyla, danscisiyla.
Alkol cekilip gider bir yerlerde
sigara tukenir.
Yasanmaya adanir gece;
kirginligiyla, suskunluguyla.
Zaman cekip gider saatlerde
insan tukenir.

Birakis

Soguk bir gunde dusun
Elinde sicak bir kahveyle
Hayatta ve ayakta kalmayi.
Goz kapaklarin titrediginde,
teslim edici uzuntuye
birak kendini...
Bana ait birseyler hisset;
sen den bir parca ama
Yeniden dogmayi dene mesela,
uzaklas yerden, gokten.
En onemlisi kendinden
Zamana birakma;
tanigi oldugun "ben" i
Cigne, yut, ardinda birak
son yudumuna geldiginde
sindiremediklerini...

Aramizda

Birsey var aramizda;
yalnizca ikimize ait.
Anlatmak icin susmayi bekleyen;
gercek icin yalan dinleyen.
Bastirildiginda icimizdeki korku;
gecsektir o zaman elimizdeki ip.
Oysa ben ayikliyorum kelimeleri;
ifade etmen icin kendini.
Kit icerikli cumlelerde,
kisitlamadan nesnelerdeki seni.
Bilir misin harflerle yetinmeyi.
Kendi kendine konus oyleyse.
Ipler senin elindeyken.
Zor cozulur sendeki kolay dugum.
Ben de eskidir sendeki yeni.
Birsey varsa aramizda;
yalnizca suskunluga aittir.

26 Mart 2009 Perşembe

Uçurum Melodisi

Bilmeden ne yaptığımı
Tepeden baktım fanusumdaki dünyaya.
Çizgide ilerlemediğimde,
zamanın buruşuk yüzü
mırıldanır avucumdaki boşlukta.
Susturduğunda son öpüş;
Her kurtuluş bir ölüm.
Her kayboluş bir başlangıç.
Acıyan ruhun coşkunluğu
düşüştedir avucumdaki boşlukta.
Fısıldadığında sızlayan dudak;
Her dokunuş bir yetmeyiş.
Her yokoluş bir diriliş.

Yoğun ve Saf

Nefes alıp verişimde
Ödüyorum hayatın karşılığını.
Geriye gidiyor yüzleşmelerim,
ilerlerken hesaplaşmalar.
'Susmak çözümdür' diyor;
kalemimin en yoğun hali...
Kirliyim, eskiyim, faydasızım.
Mide bulandırıcıyım,
utanç vericiyim.
Kendi dehlizlerinde düşen,
labirentin parçalayıcısıyım.
'Değişmek güçtür' diyor;
Beynimin en saf hali...

Düşüş

Çizdim;
Kalın duvarlara ince çizgiler.
Çözdüm;
Yalın duyguları gösterişleriyle.
Yarattım;
yalanların en inanırlılığını.
Yakaladım;
doğruların kararlılığını.
Herşeyi yaptım hiçbirşeyiyle.
Dinledim, sustum, farkına vardım.
İrili ufaklı serzenişlerimde,
karaladım yanımdan geçen dünyayı.
Bulutlara bıraktığımda kendimi.
Düştüm yeryüzüne.
Kalın duvarlardaki yalın duygulara...
Yaratırken yakaladım,
inanılmaz kararsızlığımı...

Dönüş

Tek tek kırıyorum bira şişelerini
Zar zor söndürüyorum sigaraları.
Çok çok düşünüyorum gecelerde
Bir bir sayıyorum yağmur damlalarını.
Şarkılar söylüyorum durmaksızın
Kendimle konuşuyorum susmaksızın.
Kağıttan gemiler yapıyorum,
uzaklara götüreceğini düşleyerek,
bilinmeyen yerleri özleyerek.
Oyunlar oynuyorum sorularla
saklanarak yıldızlara.
Gülümsüyorum, gülüyorum.
Durgunlaşıyorum, ıssızlaşıyorum.
Kaçıyorum kendimden.
Her yolculuğumda,
kendime dönüyorum...

Kendiliğinden

İndirdiğimde ağırlığı sırtımdan,
çoktan gelmiştim dünyaya.

Yarını düşünmeden, bilmeden
bir çocuk yaratalım.
İçine girdiğimizde her yaratışa.
'O' olalım en karanlık gecede.
Mumları söndürelim.
Yalanlar söyleyelim her yaratılana.
İncitmeden...

İndirdiğimizde dünyayı sırtımızdan
Arınarak gidelim uzaklara.

Üzerimizde en sevdiğimiz giysi
dilimizde en sevdiğimiz şarkıyla.
Göz ucuyla bakarak geçmişe,
amaçsızca yakınlaşalım uzaklara.
Bir çocuk büyütelim; gözlerimizi kapatarak.
Ardımızda bırakarak doğru sandıklarımızı.
Öylece...

Faydasız Masal

Birbirine tutunan iki gövde,
masal günleri için sımsıkı.
Tutulmamış sözlerle,
yaşlı bir ağaç gibi...
Neye fayda!
Sözcükler yaşlanmışken kahramanlarda
öyle durup bakışınca
suskunlaşan gözler...
Kime fayda!
Boyun eğilmişken masallarda...

Başka

Dizginlenemeyen bitimsizlikte,
tutamadım içimde benim olanı.
Anlamaz başkalar 'başka' yı
Törpülemediğimde aklımı.
İzinsizce sararan kelimeler,
rengini bulamadığında 'keşke' lerde,
dönüşü olmayacak işte,
iki savaşçının 'sonra' ları...

Harcayış

Harcadığımda günleri
ve kendimi
Daralıyorum, dağılıyorum.
Çiğniyordun, yutuyordum.
Terleyerek uyandığımda
düşlerimi anlatıyorum harcadıklarıma.
Çölde çay içiyorduk,
şaraplar üretiyorduki kelimelerle birlikte,
adını söylerken zorlandığımız ülkelerde.
Boyuyorduk duvarlarımızı, dualarımızı.
Konuşuyorduk hayvanlarla,
okuyorduk zihinlerini.
Masallar uyduruyorduk,
Külkedisi'nin ayakkabısını ben çalıyordum.
İnanıyordun, inanıyordum.
Sevişerek gençleşiyor,
yaşlanırken sevişiyorduk.
Ağır suçlar işliyorduk birbirimize.
Sonra affediyorduk birbirimizi.
Terk ederken kapanıyordu kapılar,
geriye doğru atılıyordu adımlarımız.
Yorukdukça koşuyor,
koştukça uçuşuyorduk bilinmezliğe.
Çözüyordun, çözülüyordum.
Dünya üzerime kustuğundan beri
Yalnız uyanıyorum
ve biriktiriyorum harcadıklarımı.
Susuyordun, anlatıyordum...

Kendin

Soğuk bir günde düşün
Elinde sıcak bir kahveyle.
Hayatta ve ayakta kalmayı.
Gözkapakların titrediğinde,
teslim edici üzüntüye
Bırak kendini.
Bana ait olan birşeyler hisset
Senden bir parça ama.
Yeniden doğmayı dene.
Uzaklaş yerden, gökten.
En önemlisi kendinden.
Zamana bırakma.
Tanığı olduğun ben'i.
Çiğne, yut, ardında bırak.
Son yuduma geldiğinde.
Sindiremediklerini...

Hakimiyet

Sorma sakın gecenin hakimiyetini
Hükmeden gizli bir eli
Uçuşan düşüncelerle,
donmuş duyguları.
Çekince de aşkı aradan
altın pusulada paramparça.
Zayıf bir avutuculuk,
göznderme yapıldığında zamana.
Hayata geçirince tatminsizliği,
sorular sarmalayacak karanlığını.
Küçülürken gövden.
Sorma sakın içindeki devin hakimiyetini...