Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

29 Nisan 2011 Cuma

Yarın

Ne zaman canım siir yazmak istese,
tuzlu bir seyler hissediyorum kahvemde.
Ya da tam tersi oluyor bazen.
Yagmurun durmasını bekliyorum.
Önümdeki manzarada acının gecmesini.
Unutturabilecek bir seyler adına.
Ama ne icin bekliyorum?
Belki bir zaman makinesi,
ya da hızlı bir gün;
yavas anılardan ibaret.
Bekleyissiz, korkusuz
degisimsiz ve donusumsuz.
Kapıların kapalı oldugu,
her kapı deliginin karartılmıs,
ve her gozenegin yıpranmıs oldugu.
"Yarın" bizi uyandırabilecek mi düslerimizden.
Sarhos bir bebek misali.
Kaybetmeye hazır bir zafer gibi.
Hersey aynı kalırsa.
Biz nasıl uyanacagız düslerimizden.
Gozyasımı hissederken kahvemde,
kapıları acıp bekleyerek mi?
ilhamsızca.
Aynı yarını...

25 Nisan 2011 Pazartesi

Sanıyor musun?

Seni yok etmek istiyorum;
bir sigara dumanıyla,
bir sarkının ucuk ezgisiyle,
ve bir siirin mısrasıyla.

Seni acıtmak istiyorum;
alkolun en tatsız haliyle,
bir sekilde soru sordugum alkolle.
kırık bir ayna parcasıyla,
bir sekilde konustugum aynayla.

Bilmedigim bir dilin sözcükleriyle,
bilmedigim bir sehrin caddeleriyle.
Bunu yapabilir miyim?
Sanıyor musun bunu yapabilecegimi?
Kendi kendine konusmak, kendinden gecmek adına.
Kendi kendine yürümek, yansımalardan kacmak adına.
Yok edebilir miyim ya da acıtabilmek.
Sanıyor musun bunu yapabilecegimi?

13 Nisan 2011 Çarşamba

Zamana Hükmetmek

Ne zaman hükmedebilirsin zamana?
Gözler acık uyurken mi?
Sorular anlamsızlastıgında,
Anlamsızlık sorulastıgında
Zannedebiliyor musun;
Bebekleri susturabilmeyi,
Yorgun yaslıları güldürebilmeyi,
Kosanları durdurabilmeyi.
Umdugumuz zaman ne zamanı peki;
Susmak?
Yokolusa dogru?