Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

16 Kasım 2007 Cuma

Masalımsı

Bir varmış, bir yokmuş; varken yok olmuş, yokken var olmuş.
Bize hep masal anlatıp duruyorlar değil mi? Her masalda uyuyan güzel 100 yıl uyuyor, bu hiç 99 yıl olmuyor. Her defasında, o cam ayakkabı Külkedisi'nin ayağına uyuyor. Pamuk prenses, saflığının kurbanı olarak, hep o zehirli elmayı yiyor ve zehirleniyor ve hiç yedi cüceleri 6 cüce kalmıyor. Her masalda Rapunzel'in saçları gür oluyor. Ve yine her masalda kırmızı başlıklı kız, babaannesine gitmek için aynı orman yolunu seçiyor. Masalların sonunu, prensle prensesin dillere destan düğünleriyle bitirip durdular; iyiler mutlaka kazandığını, kötülerinse daima yenildiklerini kulaklarımıza aşılayıp durdular.
Bizleri hep sonu mutlu biten masallara alıştırıp, inandırdılar; bu aldanılası masallarla uyuttu büyükler. Unutulan biri vardı; kibritçi kız. Bir yılbaşı gecesi soğuktan donarak ölen bi küçük kız. Onu masalın sonunda ne öperek uyandırabilecek bir prens ne de babasıyla mutlu mesut yaşadığı şatosu vardı. O kadar uzakmış ki masallardan; soru sorup, gerçeği öğrenecek bi aynası bile olmamış.

İşte ben de birgün kendimi bi masalda buldum; toz pembeydi. Uyandığımda, 'herşey çok güzel olacak diyordum; karşımda Pinokyo'lara ve Kurt adamlara hiç yer vermemiştim, ne kırmızı bi başlığım vardı, ne de kaybolabileceğim bir ormada yol alıyordum. Herşey çok güzel ve masallardaki gibi masum olmalıydı. Yo yo, Alaaddin'in sihirli lambasından çıkan cin'in; 'dile benden ne dilersen' dese, isteyecek hiçbir şeyimin olmayacağı değerde, sihirli bir değnekle bir perinin vaad edeceği dileklere ihtiyaç olunmayacak bi masaldı benim ki. Masalın sonunda hiç bi zaman bi tacımın olmadığını öğrenmiştim. Ben gerçek bi dünyadaydım, masallarla uyutulmuştum ya da her masal birbirinin aynısıydı, öyleydi. Sıradışı değilmiş benim masalım; sıradanmış. Ve zehirlenip, gözlerimi açtığımda aynayı kendime doğrultmuş; 'Ayna ayna, söyle bana, benden daha salağı var mı dünyada' diye sormuştum. Ve bundan sonra, hayal gücü barındıran, güzel masallara kulaklarımı tıkar olmuştum. Anlamıştım, anlatılacak masallara yem olmadan.
Herkes peri masallarındaki prenses olmak istiyor; oysa ben Kaf Dağı'nın ardındaki cadı olmak istiyorum.

Hiç yorum yok: