Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

23 Eylül 2007 Pazar

ne yaparsan yap ya da

Soğuk bir günde; boğaz yolculuğu yap ve vapura bin, arkaya otur, demirlere doğru uzat ayaklarını, rüzgara bırak kendini sonra, martıları dinlerken, izlemeye çalış İstanbul'u... Demek isterdim; oysa sen sevmezsin denizleri, deniz senin için sadece bir ad. Oysa ben severim denizleri, korkuyu ve hayranlığı aynı anda yaşattığı, ürkütücü ve düşündürücü geldiği için...

Canın sıkıldığında at kendini İstiklal kalabalığına, içinden geldiği gibi giyin, afişlere baka baka, insanlara çarpa çarpa yürü, kitap ve cd satan insanlardan teşekkür ederek kendine bişeyler al, insanların seninle ilgilenmediğini, seninse onlara yetişemediğini, yetişemeyeceğini gözlemle... Demek isterdim, oysa sen sevmezsin kalabalığı, kalabalık senin için sadece bir gürültü. Oysa ben severim kalabalığı, sessizliğe gelemediğim, yalnızlıktan korktuğum, caddenin farklı farklı insanlara kucak açtığını gördüğüm için...

Kendini çaresiz hissettiğinde, durdur zamanı. Günün 24 saatini 16 saat olarak ayarla kendince, kendi zamanını kendin ayarla. Zaman tanrısı Cronus'a yanlış ayarda olduğu için öfkelen. Tanrı önemsemediği için zamanı, tüm sinirini kolundaki saatten çıkar... Demek isterdim, oysa sen sevmezsin sabretmeyi, zaman sadece geçici bişey senin için. Oysa ben severim zamanla yarışmayı. Kendi zamanımı kendim seçtiğim, zamana dur dediğimde durmayıp, 'sabretmek'
denen fiili kendi kendime öğretebildiğim için...

Herşey anlamsız gelmeye başladığında; hayal kur, beynindeki boşluklara yeni hayatlar ekle, başka alemlerde planlar kur. Büyük hayaller için kurmak için büyük insan olmak gerektiğinin mühim bişey olmayacağına inanarak... Demek isterdim, sen sevmezsin hayal kurmayı, hayal kurmak senin için zaman kaybından ibaret. Oysa ben severim hayalleri, çünkü insanlar hayallerine normal hayattan daha kolayca yön verebilirler; ki küçük hayaller için de sıradan heveslerin yeterli olduğu bilincinde olduğum için...

Yapacak bişey bulamadığında ya da kalmadığında, konuşmaya başla. Tek düzeliği, yeni cümleler kurup atlatmaya çalışarak hafifle. Susmanın sadece, sessiz bir tükeniş olduğunu öğren, daha çok ifadeyle çözüm yolları arayarak rahatla. Demek isterdim, oysa sen sevmezsin konuşmayı. Konuşmak senin için, gereksiz bir zahmet. Oysa ben severim konuşmayı, senin gibi susarak kusmadığım için kafamdaki tilkileri...

1 yorum:

divadeiwob dedi ki...

çok uzun zamandır kendimle de ilişkilendirebileceğim böyle güzel metni okumamıştım, eline sağlık