Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

4 Aralık 2013 Çarşamba

Masal Kaçkını ve Kovboy

Uyurken yüz hatlarını inceliyorum;
doğrulmuyorsun, yormuyorsun.
Çağırıyorum seni kendimce ve diyorum ki:
Düşler ötesine geçelim her gece,
mahzenlerde içelim, sevişelim.
Atalım yaşantılarımızın ve farkındalıklarımızın üzerindeki ölü toprağı.
Hayalperestliğimiz için.
Ben bir masal kaçkını,
sense bir kovboy.
Söz veriyorum,
ben büyüyü bozmayacağım,
sense vahşi atları vurmayacaksın.
Iki memeden akan gözyaşlarıyla,
sarhoş olalım öyleyse,
kendi dalgalarıyla kendinden geçen okyanuslar gibi.
Yaşamdaki titreşimleri hissedebilmek,
derinliklerde kendimizi yitirmek için.
Biraz daha uyu sevgilim,
sapkın imgelerimiz son bulana kadar.
Arzularımızda birbirimizi yitirene,
içimizdeki saf kötülüğün zerresi tükenene kadar.
Ben masal kaçkını,
çağırıyorum seni.
Güvenli ellerde olacaksın, söz veriyorum yine.
Ani bir uyandırma olmayacak,
dalgalar kendilerini kendilerinde bulana kadar.
Lal renginde bir sabahın içinden bir sesleniş bu.

Batan güneşin kızıllığında
gökyüzüne dua edelim güzel kovboy,
sürelim mavi atımızı tüm taşkınlığımızla
ya mahzene ya da gökyüzüne doğru.

Hiç yorum yok: