Yüzümüze vurunca
Ay ışıgının kararsızlığı
gökyüzüne savrulan çakıl taşları
uykuya dalar tüm karamsarlıgıyla.
Ve bir cuma gecesi,
kendi halimizde telastayken
saf yıldızları yerlestirip,
gül suyuyla yıkadıktan sonra;
bir şişeyle dalgalara ve
bin umutla denize
bıraktıgımda usulca
bekleyebilir misin serzenişsiz?
Senin şişen bira doluyken ve
dudakların köpükle birlesirken
benim yıldızlarım dokunumca tenime,
uyanınca taşlar istemsizce
yok olacaklar bu oyunda
gece sabahı dogurdugunda...
13 Haziran 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder