Blog Listem

Bu Blogda Ara

Sayfalar

21 Ekim 2010 Perşembe

Tarifi Yok

Tarifi yok!
Hiçbir hissin tarifi yok.
Kırmızı şarapta dünyayı görmenin bile.
Ya da göz yanılgılarının tuzağı bu.
Huzuru ararken ve tam adımların azalmışken
Hayır bunun da tarifi olmamalı.
Kalbinin neden acıdığının anlamını bulamama gibi.
Acının anlamı da yok!
Bogaza gömüleninse hiç.
Geceden kaçışın ve hep…
Evet hep geri dönüşün dahi.
Oysa gerçek dünya burası.
Korunaksız zamanlı ve tek renkli.
Kaçkının doludizgin hikayesi gibi;
Kuzgunun gözlerindeki hüzün belki de.
Adı konulamayan bir şey olsa gerek.
Aidiyet ve olmama arasında.
Dışta anlaşılmayan, içe sığmayan nedenlerle
Gözün görmek istemediği kayboluş!
Öyle uzun ve zor ki kelimeleri tüketmek.
İki notanın anlatmaya yetmeyeceği bir endişe,
Suskunluğun sonuçsuz kaldığı serüven bu.
Kime sorulabilir ki bu çaba yolculuğu?
Yanıt da yok kim bilir!
Çökmüşken üzerine cevapların.
Kimbilir gece, kimbilir sigara, kimbilir ayna
Suskunlaştırabilir içinde tükenen şeytanları.
Dizginlenmeyen şeytanın da tarifi yok ki…

Hiç yorum yok: